AİLE İÇİ ÇATIŞMALAR – Prof. Dr. SEFA GÜLTÜRK

AİLE İÇİ ÇATIŞMALAR

Aile İçi Çatışma ve Çözümleri

Çatışma nedir?

İki bireyin aynı konuda farklı düşünmesi ve farklı hareket etmek istemesi doğaldır, birinin davranışları diğerinin gereksinimlerine ters düşüyor, karşılanmasını engelliyor ya da değerleri birbirine uymuyorsa çatışma ortaya çıkar. Çatışma iki taraf arasında uzlaşmaz değer, fikir, inanç, ilgi, algı, kültürel faktörler, sosyal roller, ihtiyaçların varlığından kaynaklanır. Bireyler hayatta kalabilme, güvenlik, özgürlük, kabul edilme, güç ve başarı, kimlik, katılım, anlayış, eğlence ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken birlikte yaşadığı insanlarla çatışmaya girebilmektedir.  Çatışmanın varlığı ilişkilerde çözülmesi gereken problemlerin farkına varılarak, kuralların, normların oluşturulması ya da var olanların değiştirilmesi gereğini anlamamızı sağlar. Çatışma olumlu yönetildiğinde kişinin kendini ve karşısındakini tanımasına, değişimi cesaretlendirmeye, problem çözme için enerji ve güdülemenin artmasına katkıda bulunur ve ilişkiyi güçlendirir. İyi yönetilemediğinde ise kişiler stres, öfke ve mutsuzluk yaşar, ilişki bozulur, bedensel ve ruhsal belirtiler göstermeye başlar. Çatışma sürecinde yaşanan ve süreci etkileyen en önemli duygu öfkedir. Öfkenin kontrol edilememesi çatışma sürecini olumsuz etkiler ve yıkıcı sonuçlara neden olur.

Çatışma Çözüm Yöntemleri Nelerdir?

Çiftler ilk olarak aralarındaki sorunun uyuşmazlıktan çok hatalı iletişim becerileri ve yanlış yorumlamaların sonucu olarak ortaya çıktığını fark edebilmeliler. Eşler birbirlerini yanlış anlamaları sonucu ortaya çatışmalar çıkabilmektedir, herhangi bir sorunun çözümünde öncelikle sağlıklı iletişim kurarak dinleyici ve konuşmacı becerilerini iyi bir şekilde uygulamaları ve soruna her iki tarafın da bakış açılarına karşı empati kurarak yaklaşmaları önemlidir. Eşler karşı tarafların ne söylediklerini ve ne anlamda söylediklerini çok iyi bildiklerine inanırlar ve kendi yorumlarının doğruluğunu sorgulamazlar. Tartışmalarda tek bir gerçeklik yoktur iki subjektif gerçeklik vardır. Kimse yüzde yüz yanlış değildir sorunun çözümünde az da olsa geçerliliği olabilecek yaklaşımları olabilmektedir, mutlaka sorunun çözümünde her iki tarafın da kendi bakış açılarını dile getirmelerine ve olumlu iletişimle birlikte sorunu değerlendirmelerine imkan tanıyarak uzlaşma sağlanmalıdır. Eşler ilişkilerinde tam bir sorumluluk almalıdır.

– İki tarafında kazanabileceği ön kabulüyle çözüme girişmek

– Bütünleyici çözüme ve ortak kazanca odaklanmak

– Sorunu çözme yönünde hareket etmek

– Baskı yapmamak

– Geleceğe dönük olmak (geçmişe değil )

– Çözülmesi gereken sorunla ilgili durumları yeniden çerçevelendirmek

– Çözümü engelleyen bir durum varsa, önce bu durumu açıklığa kavuşturmak